15 Mayıs 2008 Perşembe

Persepolis



Marjane satrapi'nin resimlediği müthiş filmden haberdar olmayan izlemeyen kalmasın istiyorum. Özellikle Türkiye'de tekrarlarının sürekli gözümüze sokulduğu çocukların ilk küfürleri öğrendiği "Şaban" filmlerinden, hangisi daha çok meme ucu gösterdi diye geç saatlere kadar beklenilen magazin programlarından daha çok gösterilsin istiyorum. Gösterilsin ki tam da karşımızda duran ve hızla üzerimize gelen felaketlerin en azından bir kısımının farkına varalım. Gösterilsin ki bu patriyarkal otoritenin, phallus hakimiyetinin sadece kadınları değil erkekleri de nasıl aciz bırakacağını, bu çıkmaz yola en çok da onların sayesinde girildiğinden, sonrasında duyacakları pişmanlığın içlerini nasıl da kemireceğini görebilsinler.

Bir tarafta iranın 20 yıl içerisindeki değişimini, diğer tarafta bu rejime karşı duran ve tek başına kampüste parmağını kaldırıp korkusuzca savunma yapan kızı boğazım düğümlenerek izledim. Tevekkül ettiğimiz ve birimizin bile parmağımızı kaldırıp gerçek bir savunmaya geçmediğimiz nereye gidecek diyerek sabır çektiğimiz durumları düşünüp mendilimin kuru yerlerini bulmaya çalıştım.

Bir babanın kızına "annenle bu sokaklarda elele yüreyebilirdik"demesi bir dönemlerin muasır olan ama şimdi kör olmuş, kör oluşunu izleyip buna nedamet getirmeyen bir ülke olduklarını ve şimdi gerçeklerle nasılda acı şekilde yüz yüze geldiklerini, omuzu sertçe dürtükleyen kocaman bir el gibi rahatsız etti beni. Annesinin alanda "özgür olmanı istiyorum dönme bir daha" dediği kızının aslında kafes hayatına alışmış ve serbest bırakılan bir kuştan hiç farkı yoktur. İşte bu yüzden hiçbir yere kendini tam anlamıyla ait hissetmeyecek, gittiği ülkede sadece mimetik tavrıyla ne kendini ne de yanındakileri mutlu edebilecekti.

Libidoları tavan yapmış, ALLAH katında taa bilmem nerelere ulaştıklarını sanan, sadece kadının saç telinden duyulan sapıkça dürtüden değil erkeklerin dahi giyindikleri kot pantolana kadar karışma hatta tahrik olduğunu bile dile getirmekte bir beis görmeyen ceberrut kişilikler etrafımızı sarmışken, ülke için bir gün iran olur mu? sorusuna çok sağlam doneler sunan  filmi binlerce kez  izlemek ve izletmek boynumun borcudur. 

1 yorum:

  1. iran'ın derdini fransa dile getirir durumda geleceksizleştirilmiş iran'da. bizlerse yarınımızı yarınları yok olmuş bir nesle emanet edeceğiz..

    YanıtlaSil